Religion & Spirituality
https://www.youtube.com/watch?v=o7f1l3N1kmI YİRMİ DÖRDÜNCÜ SÖZ BEŞİNCİ DAL, BİRİNCİ MEYVE: … Zaten sana, sende senin nefsine olan şedit muhabbetin, O’nun zâtına karşı muhabbet-i zâtiyedir ki, sen sûiistimal edip kendi zâtına sarf ediyorsun. Öyle ise, nefsindeki ene'yi yırt, Hüve’yi göster. müzeyyen Cennet gibi senin bütün arzularına câmi' bir meskeni senin cismanî hevesâtına ihzar eden; ve sair esmâsıyla senin ruhun, kalbin, sırrın, aklın ve sair letâifin arzularını tatmin edecek ebedî ihsânâtını o Cennette sana müheyyâ eden; ve herbir isminde mânevî çok hazine-i ihsan ve kerem bulunan bir Mahbûb-u Ezelî’nin, elbette bir zerre muhabbeti kâinata bedel olabilir; kâinat O’nun bir cüz'î tecellî-i muhabbetine bedel olamaz. Öyle ise, o Mahbûb-u Ezelî’nin kendi habîbine söylettirdiği şu ferman-ı ezelîyi dinle, ittibâ et: قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللهَ فَاتَّبِعُونِى يُحْبِبْكُمُ اللهُ ["De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız, bana uyun ki Allah da sizi sevsin." Âl-i İmrân Sûresi, 3:31.]